Ekim 2021 – Kurul’un son yıllarda aldığı en önemli kararlarından biri olan Trendyol kararı, dijital pazarlar için adeta bir regülasyon niteliğinde. Hem Türkiye’de hem de dünyada e-pazaryerlerine ilişkin belki de bir ilk olan bu karar, daha sonra bu pazarlara ilişkin bir düzenlemeye evrilebilir ya da kararın diğer rekabet otoritelerinde de bir yansıması olabilir.
Rekabet Kurumu (“Kurum”) teknolojiyle beraber hızla değişen ticaret dünyasına ayak uydurma çabası içerisinde dijital platformları, bir diğer deyişle e-pazaryerlerini yakından takip ediyor. E-Pazaryeri Platformları Sektör İncelemesi Ön Raporu’nun yayımlanmasının ardından[1], Rekabet Kurulunun (“Kurul”) Alibaba’nın çoğunluk hissedarı olduğu Trendyol (DSM Grup Danışmanlık İletişim ve Satış Ticaret) ve aynı ekonomik bütünlük içinde yer alan diğer teşebbüsler (TrendyolGo, Dolap, TrendyolExpress) hakkında soruşturma açması ve geçici tedbirler almaya karar vermesiyle bu trendin hız kazandığını görüyoruz.
Bu trendin bir parçası olarak görülebilecek nitelikte olan ve aynı gün yayımlanan bir diğer kararda[2] ise Kurul’un yine çok kategorili e-pazaryeri olarak tanımlanan Hepsiburada’ya ilişkin değerlendirmeleri mevcut. Ancak Hepsiburada’ya ilişkin kararda pazar tanımı ve değerlendirmeler bakımından görülen farklar, Kurul’un e-pazaryerlerine yaklaşımını inceleyebilmek adına Trendyol’a ilişkin kararın özellikle üzerinde durulması gerektiğini gösteriyor. Hepsiburada kararı ve söz konusu farklı değerlendirmeleri ise ayrı bir yazıda ele alacağız.
Tedbir kararının detaylarına girmeden önce Trendyol’un çalışma modelinden kısaca bahsetmek yararlı olacaktır: Trendyol, tüketiciler ile üçüncü kişi satıcıları buluşturan bir e-pazaryeri platformu olarak hizmet vermesinin yanı sıra kendi platformunda moda kategorisinde satıcı olarak da faaliyet göstermektedir. Bir diğer deyişle hem satış mecrasını sağlamakta hem de bu mecrada satış yapan şirketlerle rekabet etmektedir.
Kurum’un duyurusu ve Kurul’un geçici tedbir kararı doğrultusunda, algoritmalar ve bilişim sistemlerinde yer alan veriler üzerinde yapılan inceleme sonucunda Trendyol’un;
Kurul, kararında ihlale işaret edebilecek davranışları kendini kayırma ve ayrımcılık olarak temelde iki başlık olarak ele alıyor. Bununla beraber, kendini kayırma davranışı algoritmaya müdahaleler ve pazaryerini kullanan satıcı ve tüketicilerin verilerinin perakende faaliyetleri menfaatine kullanılması şeklinde kendi içinde ikiye bölünüyor.
Yerinde incelemede tespit edilen müdahaleler çerçevesinde, Trendyol’un kendi ürünlerini arama sonuçlarının en üstünde göstermek ve “ertesi gün teslim” gibi olanaklardan başka markaları yararlandırmamak gibi davranışlarla kendi ürünlerine avantaj sağladığı ifade edilmekte. Tüketiciye doğrudan yansıyan bu unsurlara müdahalenin yanı sıra platformu kullanan üçüncü kişilerin verilerinin de yine Trendyol’un kendi ürünlerinin yararına kullandığına ilişkin rekabete aykırı davranışlar da endişeler arasında belirtiliyor.
Kurul, özellikle dijital pazarların gelişimiyle daha sık konuşulur hale geldiği gibi, hakim durumda olduğunu tespit ettiği Trendyol gibi teşebbüslerin, kendi ürün veya hizmetlerini, sundukları platform hizmeti üzerindeki rakiplerine karşı daha avantajlı konuma getirmesini “kendini kayırma” (self preferencing/self-favouring) davranışının bir örneği olarak gösteriyor. Google’ın kendi alışveriş karşılaştırma hizmetlerine ilişkin sonuç ve bağlantıları genel arama hizmetleri çerçevesinde kendine avantaj sağlayacak şekilde konumlamasına dair AB Komisyonu[3] ile Kurul’un[4] Google Shopping kararlarına atıf yaparak, platform hizmetleri bakımından hakim durumda bulunan teşebbüslerin söz konusu pazarda sahip oldukları pazar gücünü bir başka pazara yansıtarak haksız bir üstünlük elde ettiğinin üzerinde duruyor.
Bu doğrultuda Kurul, yerinde inceleme sırasında elde edilen belgelerin, Trendyol’un algoritma ve kodlarda değişiklik yaparak verileri manipüle ettiğini, böylece platformunda hem satıcıları hem de kullanıcıları yanılttığını ve kendi markalarını daha öncelikli bir pozisyona getirdiğini belirtiyor.
Buna ek olarak, Trendyol’un platform hizmeti ile elde ettiği satıcılar ve tüketicilere ilişkin verileri diğer faaliyetleri çerçevesinde lehine kullanmasının da kendini kayırmanın bir türü olarak göze çarptığının üzerinde duruyor. Bu endişe ise temelde bu verilerin hakim durumda olan bir teşebbüsün popüler ürün ve hizmetleri taklit etmesine, yani rakipleri ile aynı ürün veya hizmeti önemli bir ticari risk ve pazara giriş maliyetine katlanmaksızın satmasına ya da aynı ürün veya hizmeti üretmesine/geliştirmesine imkan sağlayacak nitelikte olmasından ileri geliyor.
Hakim durumdaki teşebbüsün popüler ve kârlı ürünleri tespit etmesi ve kopyalaması mümkün olduğundan Kurul, bu tür davranışların hakim durumdaki teşebbüsün platformuna bağımlı olması nedeniyle üçüncü kişi perakendecilerin faaliyetlerine zarar verebileceğini değerlendiriyor. Bu bağlamda, ölçek ve kapsam ekonomisinden yararlanabilecek durumda olan hakim durumdaki teşebbüsün aynı ürünler veya hizmetler için daha düşük fiyatlar sunabilmesi de rekabeti önemli ölçüde etkileyebilecek bir unsur olarak göze çarpıyor. Dolayısıyla veri temelli kendini kayırma davranışının (forced free-riding) inovasyonu zayıflatacağı, yeni ürün ve hizmetlerin pazara girmesine engel teşkil edeceği ve bu anlamda tüketici refahını zedeleyeceği gibi ihtimallerin üzerinde duruluyor.
Ayrıca Trendyol’un algoritmaya yapılan müdahaleler yoluyla belirli markaların listelerde üst sıralara yerleştirilmesi için istisnalar oluşturduğu yönünde tespitler de mevcut. Kurul, sponsorlu ürünlerle ilgili reklam kurallarında şeffaflık eksikliği olduğu değerlendirmesine dayanarak, Trendyol’un belirli satıcılara öncelik verdiği ve bu nedenle platformunda satıcılar arasında ayrım yaptığını ifade ediyor.
Yukarıdaki değerlendirmelere dayanarak Kurul, Trendyol’un ciddi ve telafi olunamayacak zararlara yol açma riskinin bulunduğu sonucuna vardı. Bu bağlamda, Kurul çok kategorili pazaryeri platformları pazarında Trendyol’un, moda ve diğer tüm kategorilerde önemli pazar payı elde ettiğini ve pazar payı eğilimlerinin Trendyol’un rekabetçi baskıyla karşı karşıya olmadığını gösterdiğini dikkate alarak belirli geçici tedbirler aldı.
30.09.2021 tarihli karar uyarınca, Trendyol’un
Trendyol’un (iv) numaralı tedbir haricinde kalanları 30 gün içerisinde yerine getirmesi, (iv) numaralı tedbir ile ilgili olarak ise eylem planını 30 gün içerisinde sunması bekleniyor. Her idari karar gibi, Kurul’un bu kararı karşısında da yargı yolu açık, bu doğrultuda Ankara İdare Mahkemelerine 60 gün içerisinde başvuru yapılması mümkün.
E-Pazaryeri Platformları Sektör Araştırması Ön Raporu’nda da belirtildiği üzere, Türkiye’nin e-ticaret faaliyetlerine yönelik yıllık ortalama büyüme oranının %20,2 olacağı tahmin edildiğinden, Kurum’un ve Kurul’un e-ticaret faaliyetlerine yönelik hassasiyeti anlaşılabilir. Rapor’da belirtildiği üzere, tüketici ürünleri için tek noktadan alışveriş imkanı sunan çok kategorili e-pazaryerlerinin hızla büyüdüğü, Trendyol’un Türkiye’de tüketiciler tarafından en çok tercih edilen platform olduğu ve genel olarak satıcılar tarafından önemli bir ticari ortak olarak görüldüğü de ifade edilmeli.
Ancak kararın ve Kurum’un raporunun çok kategorili e-pazaryerlerine odaklandığının altı çizilmelidir. Zira çok kategorili e-pazaryerleri tanımı altında bulunan ilgili teşebbüslerin faaliyetlerinin genişliğinin etkisiyle tekil kategoriler bazında e-ticaret yapılan diğer platformların dikkate alınmamaktadır.
Rapor’daki yaklaşıma benzer şekilde Kurul’un, ilgili pazarı “çok kategorili e-pazaryerleri pazarı” olarak tanımladığı görülmekle birlikte temelde çok kategorili e-pazaryerlerinin moda kategorisine dayalı değerlendirmeler söz konusu. Kurul, Rapor’a atıfla Trendyol’un çok kategorili e-pazaryerleri arasında en sık kullanılan ve satıcılar tarafından en çok vazgeçilmez ticari ortak olarak tanımlanan platform olarak bulmasına ilişkin tespitlere dayanarak tüketici tercihlerinin ağırlıklı olarak Trendyol’dan yana olduğunu belirtiyor.
Ancak bu yaklaşımın, Trendyol’un da faaliyet gösterdiği herhangi bir alanda faaliyet gösteren oldukça önemli sayıda girişimin gözden kaçmasına sebep olabileceğinin unutulmaması gerekir. Trendyol’un kendi platformunda moda ürünleri konusunda üçüncü kişi perakendecilerle aktif olarak rekabet halinde olmasının geçici tedbirlerin temel nedeni olduğu düşünülerek moda ve güzellik ürünleri pazarı örnek olarak ele alınabilir. Moda ürünlerinin çevrimiçi satışı, büyük çaplı perakendecilerin çoğu tarafından kendi internet siteleri ve platformları aracılığıyla yapılmakta. Bu durum dikkate alındığında, Trendyol’un söz konusu pazardaki hakim durumunu kötüye kullandığına dair iddialar olsa da böyle bir bakış açısının ürünlerini hem mağazalarından hem de internet üzerinden satan Zara, Bershka gibi markaları barındıran Inditex Group, ayrıca H&M, Mango ve LC Waikiki gibi büyük şirketleri yok saydığını da unutmamak gerekir.
Bu nedenle, TrendyolMilla, TrendyolMan ve TrendyolKids gibi markaların, moda ürünleri için çevrimiçi satışlarda faaliyet gösteren diğer büyük rakiplerle nasıl karşılaştırıldığına dair bir analiz, ilgili pazarların fiili durumunu göstermek için özellikle kritik olabilir. E-pazaryeri platformları ile ilgili platform içi rekabet endişelerini de gözden kaçırmadan Kurul’un bu konudaki değerlendirmelerini yakından takip edeceğiz.
Her halükarda, Trendyol hakkındaki geçici tedbirlerle ilgili atılacak adımların ve soruşturmanın seyrinin, Türkiye’deki e-ticaret ortamının önümüzdeki yıllarda nasıl bir şekil alacağına dair büyük etkileri olacağı aşikar.
Konu hakkında daha detaylı bilgi için Av. Bulut Girgin (bgirgin@gentemizerozer.com) ve Av. Orçun Horozoğlu (ohorozog@gentemizerozer.com) ile iletişime geçebilirsiniz.
________
[1] Rapor hakkındaki İngilizce makalemize bu linkten erişebilirsiniz. https://www.mondaq.com/turkey/antitrust-eu-competition-/1077438/preliminary-report-on-e-marketplace-platforms-in-turkey-is-finally-published
[2] Kurul’un 15.04.2021 tarih ve 21-22/266-116 sayılı kararı.
[3] AB Komisyonunun Google Arama (Shopping) kararı, CASE AT.39740
[4] Kurul’un 13.02.2020 tarih ve 20-10/119-69 sayılı Google Shopping kararı.